12 Nisan 2008 Cumartesi

V for Voluntarist

v_lV for Vendetta'yi ilk kez kendine Yuzde 52 diyen anarsist egilimli grubun bir eylemi (29 Mart 2007) vesilesiyle duydum. Grup eylemlerini yuzlerinde Vendetta maskeleriyle yapiyormus. Filmlere yapilan bu turden gondermeler oldukca sempatik olsa da grubun butun eylemlerinde Vendetta karakterini simgeleyen bu maskeyi kullanmasi (web sitelerinin arkaplaninda bu maskenin yer almasi, vb.) bana biraz garip gelmisti. Filmin bir cizgiroman uyarlamasi oldugunu ogrenmem, sanirim izlemek konusundaki istegimi azaltmisti. Cizgi roman uyarlamalarinda (ve aslinda cizgiromanlarda da ) beni iten, uzaklastiran tuhaf bir hava sezinlemisimdir hep. Bu onyargidan ne zaman kurtulurum, onu bilmiyorum, ama V for Vendetta'ya ragmen bunun kisa surmeyecegi kesin. Aradan gecen bir yilda film aklimdan cikmis. Gecen gun film yeniden aklima dustu. Ben de degisik vesilelerle adini duydugum bu filmi dunya gozuyle izlemeye karar verdim. Film hakkinda ilk ogrendigim sey Wachowski kardesler imzasini tasiyor olmasi oldu. O zaman izleyecegim filmi karsilastiracagim ilk sey elbette The Matrix olacakti. Serinin ilk filmini ilginc bulmus, ikincisini biraz sikilarak izlemis, ucuncu filmiyse izlememistim. Bu, yeni bir baslangic olduguna gore, 4. Matrix filmi olmamasini umuyordum.

v Bu uzun film (132 dak.) bittiginde aklima once Louis Auguste Blanqui geldi. V'nin tuttugu yol, Blanqui'nin savundugu ve elinden geldigince ilerledigi yol degil mi? Devlet aracini elinde tutarak halk uzerinde baski kuranlari yok edip, devleti ele gecirmek ve bu araclarla devrimi gerceklestirmek. Bir farkla: V, devleti ele gecirmiyor. Yalnizca baski aracini elinde tutanlari yok ediyor. Bir de tabii, baska bir dunyanin, hayatin olabilecegine iliskin umudu yesertiyor. Anarsizmin cok genis bir yelpazeye yayilan akimlari arasinda V'yi de Blanqui'nin durdugu noktaya yakin bir yerde konumlandirmak hic zor olmazdi. Ustelik sembolunden baslayarak anarsizme bu kadar cok gonderme yapiyorken (Emma Goldman'in "Dans edemedigim devrim benim devrimim degildir" sozu en goze batanlarindan).

Gerek Blanqui'nin, gerekse ondan sonra pek cok degisik devrimci orgutun benimsedigi bu kompocu yontemin tartismasi oldukca uzun surmus, amac/ arac tartismasi icerisinde kendisine yer bulmustur. Hatta, Rosa Luxemburg'un Lenin'in voluntarist yaklasimini Blanqui'nin bu hastaligina benzeterek elestirdigi de bilinir. Dolayisiyla tartisma, aslinda, komploculuk ekseninde degil, voluntarizm (iradecilik) ekseninde ilermemistir. Belirli bir oncu grubun (filmde bir kisi) esas devrimci etkinligi yuruttugu, halkinsa belirli olcude "destek vererek" devrime katkida bulundugu bu yaklasimin karsisinda, halkin (isci sinifinin) bizzat devrimci pratigin icinde yer aldigi ve devrimi gerceklestiren ozne oldugu bir baska gorus vardir. V'nin bu anlamda nerede durdugunu tespit etmek zor degil. Filmde cizilen ideal Blanquist devrim senaryosunda, yapilmasi gereken her seyi V yapmakta, halk yalnizca o gun o saatte parlamento binasinda bulusmaya gelmektedir. O anda devletin baski aygitini elinde bulunduranlar V tarafindan oldurulmemis olsa, binayi bekleyen askerlerin buyuk yuruyusu (devrim yuruyusunu) baslatmis halkin ustune ates acacagina kusku yok. Yani devrimin gerceklesmesi, eger bu ates acilirsa askerlerin silahlarinin altinda can verecek ve korkup kentin sokaklarina kacisacak butun bir kent halkindan cok bir tek devrimcinin eyleminin basarisina bagli.

V-for-vendetta Buna, kendisine yasatilanlarin intikamini almak isteyen korkusuz bir kahramanin butun kotuluklere karsi mucadele ettigi ve sonunda butun dunyanin sempatisini kazanarak basarili oldugu bir masal gibi de bakabilirsiniz, tipik bir Hollywood anlatisi gibi de. Daha insanca yasanilan bir dunya icin devrim cagrisi gibi de gormeye calisabilirsiniz, belirsiz bir umudun islendigi gondermelere bogulmus bir kolaj oldugunu da dusunebilirsiniz. Wachowski'lerin bu turden metinler yazmayi sevdikleri dusunulurse, bir kere bulunmus (ve "is yapmis") bir matematik formulunun biraz calisilarak cikartilabilecek ciktilarindan biriyle karsi karsiya oldugunuz hissine kapilmaniz da hic zor degil. Ama kor parmagim gozune yaklasiminin ne kadar bunaltici olabilecegini gostermek acisindan iyi bir ornek olduguna kusku yok.

Bu matematik formulunun unsurlari cok tanidik. Kahramanin olaganustu bir zeka ve kivraklik gostermesi, hayatin anlamina dair derin mesajlar iceren konusmalar yapmasi, ulasmak istedigi hedefe emin adimlarla yurumesi, uzak dogu dovus sporlari hakkinda iyi derecede bilgi ve deneyim sahibi olmasi, vb. Matrix serisiyle benzesen yanlar. Bunun gibi anarsist literature yaptigi gondermeler de Matrix'i andiriyor.

Pseudo-random senaryo jeneratoru

Matematik formulu iddiasinin cekiciligine kapilip filmdeki gondermeleri ve anlati ogelerini siralamaya calisalim.

Monte Kristo Kontu'na karakterin bu filme duydugu hayranlik dolayisiyla ve filmin sonunda Evey'in "O Edmond Dantès'ti" demesiyle aciktan yapilan gonderme ile yetinilmeyip, film anlatisinin bu romanin anlatisina paralel kurulmus olmasi (muhtesem geri donus, intikam) ve V'nin silah olarak romanin yazildigi gecmisten firlamis gibi (neredeyse kilic buyuklugunde) bicaklar kullanmasi bunun bir gondermeden ote bir durum oldugunu dusunduruyor. Yazar (bu durumda hem cizgiromanin hem de senaryonun yazarlari) romanin temasini alip gelistiriyor, kendi anlatisi icin bir omurga olarak kullaniyor.

Tchaikovsky'nin 1812 Uverturu, Rusya'nin 1812 yilinda Napoleon (Bonaparte) ordularina karsi gerceklestirdigi tarihi savunmaya ovgudur. Wikipedia'nin aktardigina gore, Maresal Kutuzov'un savunmasi Fransiz ordusunu iyice gucsuz dusurmus, Rusya'yi mutlak yenilgiden kurtarmis, Napoleon savaslari acisindan da bir donum noktasi olmustur. Bu yenilgiden sonra toparlanamayan Napoleon ordulari, 1815'te Waterloo'da son yenilgilerini almistir. Filmde bu uverturun, V'nin bir yil sonra yasanacaklari haber vermek uzere ilk eylemini gerceklestirdigi aksam hoparlorlerden tum kente verilmesi 1812 yenilgisini tadan Napoleon Bonaparte'in torunu III. Napoleon'un iktidara gelmesiyle Fransa'dan ayrilmak zorunda kalan Alexandre Dumas'a bir sevgi gosterisi midir, bilinmez, ama filmde bir donum noktasini isaret ettigi muhakkak. Bundan sonra baski aygitini elinde bulunduranlar (devlet) panik icinde cozulmeye ve saldirganlasmaya baslamis, ancak kacinilmaz sondan kurtulamamistir. Eserin sahnelendigi salonlarda kimi zaman dijital efektler kullanilarak top seslerinin sunuma eklendigi dusunulurse, filmde tam patlamalara denk gelen anlarda bu muzigin kullanilmasi guzel bir bulus gibi gorunuyor.

v4vendettaidea Beethoven'in da Napoleon Bonaparte'la sorunlu iliskisi bilinir. Gerci Napoleon'un Beethoven'in varligindan ve yaptiklarindan haberdar oldugundan emin olmadigimiza gore buna "iliski" demek de guctur. Ancak en azindan isin Beethoven tarafinda, unlu 3. senfoninin (Eroica) once Napoleon'a ithaf edilip, Napoleon'un kralligini ilan etmesinden sonra bu ithaf sayfasinin Beethoven tarafindan ofkeyle, kagidi yirtarcasina karalandigi, bilindik bir hikayedir. Filmde Beethoven'in 5. senfonisinin kullanilmasinin bu anekdotla fazla bir ilgisi oldugunu dusunmuyorum. Lakin, yine Wikipedia, 5. senfoninin ilk dort notasinin (ta-ta-ta-tam) II. Dunya Savasi boyunca BBC'nin haber bultenlerinin acilisinda kullanildigini aktariyor. Bu dort nota, mors alfabesinde arka arkaya uc nokta ve bir cizgiyle temsil edilen (. . . _) "V" harfini (V for Victory) temsil ediyor. Filmde de zaferin kazanildigi anda kullanilmasi, manidar.

En kolay kurulacak baglantilar 1984 (George Orwell), Fahrenheit 451 (Ray Bradbury) ve Biz (Miy, We, V) (Yevgeni Zamyatin) gibi iyi bilinen distopyalarla olanlar. Zamyatin'in Biz'i Ingilizce'ye We diye cevrilir ve "V" harfiyle sestestir. Bunun Bir tesaduf oldugunu varsayabiliriz (tesaduf diye bir seyin olmadigi itirazi yukselmeyecekse eger). Bunun disinda V'nin evinde kitaplarin adeta yigili durmasiyla Fahrenheit 451'de kitaplarin oynadigi rol karsilastirilabilir. Ancak gorulen en buyuk benzerlik 1984 ile kuruluyor. "Big Brother" karakterinin merkezde yer aldigi bu benzerlik pek cok yerde paralelligin disina cikarak, tersini soylemeye donusuyor. V for Vendetta, 1984'un cizdigi karamsar atmosferin ve umutsuzluk ongorusunun yerine, bir cikisin olabilecegini ve umudun oldurulemeyecegi iddiasini koyuyor. 1984'un film versiyonunda Winston Smith'i oynayan John Hurt'un V for Vendetta'da basbakan Adam Sutler'i oynamasi bunun ilk gostergesi. 1984'te de sistemde yuksek bir noktada bulunan O'Brien ile iliskiye gecen ve ona guvenen Winston ve Julia'nin bu guvenlerinin bosa ciktigini goruruz, oysa Evey'in V'den kacip evine sigindigi Gordon Deitrich, basbakana yonelttigi elestiri yuzunden tutuklanir ve evinde Kuran bulundugu icin idam edilir. 1984'te Winston'in en buyuk korkusu farelerdir. V for Vendetta'da ise umut, hucreye, farenin ciktigi delikten girer. Winston ozgurlestiginde, yasadigi sistemin koparilamaz bir parcasi olmustur, Evey ise icinde, hicbir iskencenin ulasamayacagi limani bulmustur. Boylelikle V for Vendetta, 1984'le tartisir. Kendini, umuda sans taniyan Biz ve Fahrenheit 451'in yaninda konumlandirir.

Film vesilesiyle Britanya'da soylenegelen bir sozu de ogrenmis oldum: "Guy Fawkes was the only person ever to have entered the Houses of Parliament with honest intentions."

V'nin Creedy'ye soyledigi bir sozle bitirelim: "Beneath this mask there is more than flesh... Beneath this mask there is an idea Mr. Creedy... And ideas are bulletproof..."

  • V for Vendetta
  • Yonetmen: James McTeigue
  • Senaryo: Andy Wachowski, Larry Wachowski, David Lloyd
  • Yil: 2005
  •